Bir heves, cümleler kafes...
Kafesi parçalayan ben, 'ego' hapseden..?
Köprülerde geçiş serbest, zihinler keşmekeş...
Yolları kapayan kar beyaz, eriten tuz beyaz...
Yalan beyaz, zehir beyaz...
Sigaram beyaz, hayallerim beyaz...
Kefen beyaz, karaladığım yaşam siyah!
Kar beyaz, tuz beyaz...
Yalın ayak yürümekten yorulan ben, koşan heves!
Hızlı geçişlerin bipolar bozukluğu tez..!
Pes!
Bana pes! Benden pes!
İnandım ya kendi kurguladığıma,
Uyumadan önce kurduğum hayali mutluluğa;
Pes!
Çektiğim filmin olmayan senaryosu, kırılan kalemin 'ego'su!
Kısa metrajlı mutluluk mastürbasyonu, uzun metraj olan dramatize edilmiş versiyonu!
Arkadan yükselen parçadaki solonun rengi pembe, babası Floyd...
Yüksek umutların son dansı, olmayacak devrimin öpüşme sekansı;
Odama yansıyan ışık mavi, kurguladığım meşkin rengi kırmızı!
Odamda yalnızım, meşkimde yalnızım.
Düşümde yalnızım, gerçeğimde yalnızım.
Böyle aşkın ıstırabının amına koyayım!!!
Böyle sonların, sonun ardındaki başlangıcın..!
Bu kısır döngünün üzerine Hardcore orgazmlar yapıştırayım.
Yalandan sert olsun...
Yalandan haz olsun...
Yalandan farz olsun ki;
Argo laflara ve içilen sigaralara sansür koyanın..!
Her değer gün gelir değerlenir kimi sen hayatta iken kimisi değilken boşa giden sadece boş düşüncelerdir.sen düşünmeye ve yazmaya devam et güzel bir kalemle.
YanıtlaSilKalem her zaman yazar da, kalemi tutan eller soğumaz ise... Ya virajı almak için yavaşlamalı, ya da yolu uzatıp düzlüğe çıkmalı. Lâkin yeteri kadar uzadı yol. Ne kafa kaldı, ne de heves. Yazmak her dem rahatlatır, bir de yazdıklarına can verebilsen...
YanıtlaSil