13 Kasım 2011 Pazar

SOYUT



Tanrı sensin. Tanrı, bilinçaltında... Tanrı, kulağında... Tanrı, vicdanında... Tanrı, algılarında... Tanrı ne gökte, ne yerde. Peki ya nerede? Tanrı, içinde... Tanrı, düşüncelerinde...

Tanrının olmadığı yerdeyim. İçimdeki 'ben'lerden uzakta... Düşüncelerimden uzakta... Vicdanımdan uzakta... Algılarımdan uzakta... Ne gökteyim, ne de yerde. Peki neredeyim? İçimden uzaktayım. Bilinçaltımda bilinçsizce yaşamaktayım!

Tanrı, sanrı... Sanrı, bilinçaltı... Bilinçaltı, çöplük... Çöplük, düşünce... Düşünce, ego... Ego,sen... Ego, ben... Ego 'o'!

Uyku, perde... Perde, sen... Perde, ben... Perde 'o'!

Umut, ütopya... Ütopya, uzak... Uzak, yakın... Yakın, oldukça uzak!

Uzaksın içine. Uzaksın kendine. Uzaksın her şeye...

Aldığın nefes, almadığın heves...

Doymaz bir sen, doymaz bir ben. Doyumsuz 'o'!

Yaptığın 'o'na, yapamadığın kendine...

Yaptığım kendime, yapmadığım 'o'na!..

Beklediğim rüya; Ulaşamayacağım bir ütopya...

SAPAK

Zor belki, ya da kolaydır...Sürekli altenatif sunan şu hayat aslında sunduklarını önceden almıştır. Kepçeyle alıp, kaşığın ucuyla vermektedir. Bir nevi devlet gibi...

3 MAYMUN

3 maymundan hallice; çıkmazlarda kalmış bir duble çelişki var zihnimin masasında duran. Gördüklerim, duyduklarım ve söylemediklerim birikti içimde. Nemaları dağıtımda olan algılarımın açıklığı en üst düzeyle alarm vermişken, ben hâlâ yükseklerde dolaşıyorum..!

12 Kasım 2011 Cumartesi

Düşerken Yükseliyorum

http://admusiconline.com/free-downloads/robertdefresnes-mythology-returnofthelongships.mp3


Düşüyorum..
Tanrı beni ellerinden bırakalı çok oldu. Düşerken; üşüyordum...

O en büyük dağın zirvesinden bıraktı beni. düşünmeden, tek bir nefeste çekti içine gökyüzünü. Hâlâ nefesini tutuyor tanrı. Tanrı, aslında kocaman bir sanrı.

Ürkütücü değil mi?

KAYTANİK

Jack - Gel, dikkat et. Kollarını aç Rose. Kapat gözlerini...

Rose - ımmm...

Jack - Şuan uçuyorsun, uçuyoruz Rose... hissedebiliyor musun?

Rose - (ımmm) Bu harika bir şey Jack!
Akabinde kaptan köşkü;

Kaptan - Napıyor lan bunlar geminin burnunda?

Cemil - Gemi batarsa bu pezevenk yüzünden batacak kaptan. İki günde cenabet etti gemiyi..!

Kaptan - Ver bakayım şu dürbünü...

Cemil - ... (karı da ilik)

Kaptan - Cemil! Oğlum versene şu dürb...

Cemil - Karıya değdiriyor kaptan, birazdan yiyişirler.

Tayfa 1 - Buzdağı göründüüüü!

Kaptan - Vallaha mı lan!? Ver ben de bakayım...

Cemil - ... (insan değil bu karı)

Kaptan - Cemil! Oğlum, ver de biraz ben bakayım lan!

Cemil - Bir dakika kaptan, memelere kayıyor elemanın eli...

Tayfa 2 - Buzdağı, tehlikeee tehlikeee!

Kaptan - Cemil, dürbün!

Cemil - ...

Tayfa 1 - Çarpıyoruuuuz!

Cemil - Adam boynuna daldı şimdi karının...

Kaptan - ...

Tayfa 2 - Çarptıııık, batıyoruz..!

Kaptan - N'oluyor lan, lağğğn batıyoruz laaaaaan!

Cemil - Kaptan, ben demiştim. Batarsak bu iki cenabet yüzünden batacağız! Al işte... Eşhedu enlaa...

Kendini Zorla Tribe Sokan Adamın Maceraları

                                                                  Bad trip loading...

K.Z.T.S.A - Ortaköy'e gittim. Valizime; Güneş yağı, yoğurt, salatalık, çekiç, mutfak robotu, sakız, el fener, daktilo, kitap, cep telefonu, şarj aleti, şemsiye, digiturk kumandası, lale, abajur, küpe, bira, pil, damaca, cımbız, küllük koydum.

-Neden?

K.Z.T.S.A - Sigaram bitti, bakkala gidecektim.

- Abi, yaksana şu sigarayı artık!

K.Z.T.S.A -Duvara mı konuşuyoruz la burda iki saat!?

- Hayır abi, ne alaka?

K.Z.T.S.A - O son sigarayı içmeyecekt... Tatlı bir şeyler var mı yeğenim..?

RÜYALAR DİYARI

Geçen gün bir kek yedim... "abooovvvv". Başım bir döndü, bir döndü ki sormayın. Ama sorun bence, anlatmak istiyorum çünkü;

Her neyse, konuya döneyim. Keki yedim. Akabinde bir tane beyaz tavşan, "birader beni follow'la" dedi.

"Nasıl yani, oha lan Alice'in dünyasına mı götürecek" diye iç sesle münasebet tribine girdim. Meğersem Twitter hesabı açmış bu lavuk, beni takip etmemi istiyormuş. O an yediğim kekin nasıl bad olduğunu anladım...

PIT

Morpheus - Hoş geldin Cemil.Tahmin edebileceğin gibi ben Morpheus’um...


Cemil - Sağ olun beyim...


Morpheus - Gel, otur. Eminim şu anda kendini tavşan deliğinden düşen Alice gibi hissediyorsundur.


Cemil - Af buyur beyim? Aliş mi?


Morpheus - Her neyse... Gözlerinden belli, çekmişsin yine. Sende, gördüklerini kabullenen birinin gözleri var. Uyanmayı beklediğin için tuhaf ama bunlar gerçekten pek uzak değil. Kadere inanır mısın Cemil?


Cemil - Alnımızda ne yazıyorsa o beyim..!


Morpheus - Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum. Neden burada olduğunu anlatayım.


Cemil - ... (Çöpleri almaya geldiydim ben.)


Morpheus - Bir şey bildiğin için buradasın.


Cemil - Beyim, çöpleri...


Morpheus - Bildiğini açıklayamıyorsun. Ama hissediyorsun. Hayatın boyunca hissettin. Dünyada ters giden bir şeyler var. Ne olduğunu bilmiyorsun ama orada. Beyninde kıymık gibi seni çıldırtan bir şey. Seni bana getiren şey bu duyguydu.


Cemil - Çöpleri almaya gelmiştim beyim...


Morpheus -Neden söz ettiğimi biliyor musun?


Cemil - ... (Dayı sen ne kafası yaşıyorsun ya..?)


Morpheus - Mavi hapı alırsan hikaye biter yatağında uyanır ve istediğin şeye inanırsın. Kırmızı hapı alırsan Mucize Ülkesi’nde kalırsın ve sana tavşan deliğinin ne kadar derin olduğunu gösteririm. Unutma sana gerçeği öneriyorum. O kadar.


Cemil - Beyim, ben anlamam mavi-kırmızı... Çöpleri almaya geldim ben.


Morpheus - O zaman gerçeği görmek istemiyorsun.


Cemil - Yok beyim. Çöpleri alıp gideyim.


Morpheus - O zaman iç şu mavi hapı.


Cemil - ... (sikecek midir nedir ya..!)


Morpheus - Al al, madem gerçekleri görmek istemiyorsun. İç bunu ve dön sahte dünyana...


Cemil - Ama sonra çöpleri alıp gideceğim ama..?


Morpheus - ... (Hâlâ çöp diyor!)


Morpheus - Seni o sanmıştım... Tam bir hayal kırıklığı...


Cemil - Ne o beyim, beğenemedin mi?


Morpheus - Neo?


Cemil - Ne o?


Morpheus - La bi' siktir git...