21 Kasım 2012 Çarşamba
MEKTUP
Hoş geldin,
Egonu kapının arkasına as, hafifle; o çok güvendiğin zırhını çıkar, savaşma benimle. Sadece sevişelim zamanın hüküm sürmediği bir yerde!
26 Ekim 2012 Cuma
LOOP
--------------->...Join in the hole... <---------------
Aynı sahnede süregelen birden fazla, ikiden az rollere takılıp kalmış bir hayata dair ne varsa...
Ne varsa sergileniyor; mekan aynı, zaman ayrı...
Bazen göz açıp kapatmak kadar kısa, bazen ise bir nefes alıp vermek kadar uzun gelir o an yaşananlar. (?)
Aynı sahnede süregelen birden fazla, ikiden az rollere takılıp kalmış bir hayata dair ne varsa...
Ne varsa sergileniyor; mekan aynı, zaman ayrı...
Bazen göz açıp kapatmak kadar kısa, bazen ise bir nefes alıp vermek kadar uzun gelir o an yaşananlar. (?)
2 Ekim 2012 Salı
KarungibiKeş
Eski babalardan, koca bebelere...
"Sound" esintisi olmuş göçebe, kısım, hısım, belki de hasım...
Ya dinlendirdi, ya da öfkelendirdi. Kulaklara üflendi, ciğerlere salındı, zihinlere saçıldı.
Akım oldu voltajlara katıldı, salkım oldu ağızlarda dağıldı; içimizdekinin içine ulaştı!
24 Eylül 2012 Pazartesi
MY MOM IS MY GOD
Gözlerimi kapattığımda karanlık oluyor, hiçbir şey göremiyorum. En aydınlık olan zamanlarda bile göremiyorum, gözlerimi kapattığımda. Görmek istediklerimi düşlüyorum, görüyorum. Ama bilinçaltıma o kadar çok şey sıkışmış ki; en güzel şeyler bile kabusa dönebiliyor bazen.
4 Eylül 2012 Salı
ŞİZOMONOLOG
- Bazen "gitme" diyemiyoruz. Gidiyor o...
- Gittikten sonra o, bir başına kalmadan önce ben... Bazen " bak gidiyorum?.." da diyemiyoruz. "Kalmak istiyorum" der gibi.
1 Haziran 2012 Cuma
25 Mayıs 2012 Cuma
YÜZÜKLERİN EFENDİSİ - POMPA
Savaşın ta orta yerinde...
Gandalf - 5. günün şafağında doğuya bakın...
Aragorn - Yolun açık olsun Gandalf.
Cemil - Hacı nereye savaşı bırakıp? Pompaya mı?
Gandalf - Tövbe estağfurullah, deme öyle evladım yaşlı başlı adamım ben...
Cemil - Ohooo sofiye bağladı bu, tamam hacım git sen.
Aragorn - Olom ayıp lan, yaşlı başlı adama öyle denir mi?
Cemil - Ya bırak aga ya, savaş olunca yaşlı başlı, bilgeyim ben köşede durur akıl veririm ayakları yapıyor... Pompa olunca dörtnala at sürüyor.
Legolas - Çenenizi sikeyim ben sizin, orklar geliyor...
Cemil - Orktan kORKsaydık... hahahaha
Aragorn - Hee, bu espriyi yapmasaydın keşke.
Legolas - Gandalf nerede lan?
Cemil - Herif pompaya koşuyor hacım, Rus'a gitti kesin.
Aragorn - Bak hala ya... Neyse...
Cemil - Gimli nerede lan?..
Gimli - Buradayım ya, kör müsün be adam!
Cemil - Aaa görmemişim yeğenim pardon. Bana bi kısa maltepe kap da gel be koçusu hadi bakalım. Kısa olsun ama hahahahaha...
Gimli - Ne diyorsun lan sen!
Cemil - Hadi hadi, paranın üstü de senin olsun keranacı...
Aragorn - Yolun açık olsun Gandalf.
Cemil - Hacı nereye savaşı bırakıp? Pompaya mı?
Gandalf - Tövbe estağfurullah, deme öyle evladım yaşlı başlı adamım ben...
Cemil - Ohooo sofiye bağladı bu, tamam hacım git sen.
Aragorn - Olom ayıp lan, yaşlı başlı adama öyle denir mi?
Cemil - Ya bırak aga ya, savaş olunca yaşlı başlı, bilgeyim ben köşede durur akıl veririm ayakları yapıyor... Pompa olunca dörtnala at sürüyor.
Legolas - Çenenizi sikeyim ben sizin, orklar geliyor...
Cemil - Orktan kORKsaydık... hahahaha
Aragorn - Hee, bu espriyi yapmasaydın keşke.
Legolas - Gandalf nerede lan?
Cemil - Herif pompaya koşuyor hacım, Rus'a gitti kesin.
Aragorn - Bak hala ya... Neyse...
Cemil - Gimli nerede lan?..
Gimli - Buradayım ya, kör müsün be adam!
Cemil - Aaa görmemişim yeğenim pardon. Bana bi kısa maltepe kap da gel be koçusu hadi bakalım. Kısa olsun ama hahahahaha...
Gimli - Ne diyorsun lan sen!
Cemil - Hadi hadi, paranın üstü de senin olsun keranacı...
24 Mayıs 2012 Perşembe
FRANK VE GENİŞLİK ÜZERİNE
Sabaha karşı 4 suları...
Frank şöminenin başında oturmuş şarabını yudumlamaktadır. Kapı açılır ve Frank kapıya doğru döner. Kapıdan içeri giren karısı Isabel'dir ve üstü başı dağınık bir haldedir. Isabel''e kapıya kadar eşlik eden patronu Jeffrey, Isabel ile kucaklaştıktan sonra gider...
10 Mayıs 2012 Perşembe
PYSCHEDELICAL HOSPITAL
push it on the perceptual blaze
Tanrıdan gelecek o işareti beklerken, iz olmuş sanrıların girdabı bilinçaltına. Çakralarından sızan algıları bozmaktaydı bütünleşmiş o puzzle'ı.
Ve tanrı...
Tanrıdan gelecek o işareti beklerken, iz olmuş sanrıların girdabı bilinçaltına. Çakralarından sızan algıları bozmaktaydı bütünleşmiş o puzzle'ı.
Ve tanrı...
25 Mart 2012 Pazar
KÖPRÜ
Özgürlüklerin bile tarifeli, sevişmelerin ticari, baştakilerin/otoritenin bilinçsiz sevişmelerin ürünü, insan görünümlü yaşam formlarının ensest gözleri ile herkesi taciz ettiği (sokaklar kamera dolu!), ana haber bültenlerinde diksiyonu bozuk spikerlerin, haberlerin git gide magazinden ibaret olduğu, insanların uyutulduğu, uyumayanların azınlık olarak sınıflandırıldığı, paranın en büyük din, dinin ve savaşın en büyük pazar zemini olduğu, ezikliğine narsizm figürleri atan ego aptallarının mantar gibi türediği, savaşın bile sanat dalı olarak görüp geliştirildiği, dedesinin dedesi tokat yedi diye dedesinin dedesine tokat atan adamın torunlarının torunlarına kin besleyen ziyniyetin hâlâ var olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
14 Mart 2012 Çarşamba
REGL
Kapı açılır ve Cemil oturduğu yerden kapıya doğru dönerek Rıza'ya seslenir...
Cemil - Geldin mi lan?
Rıza telaşlı, üzgün ve sinirli bir şekilde ayakkabılarını çıkarmaya çalışır. Aynı zamanda da yaşadığı gerginliği vücut diliyle göstermektedir. Çünkü ayakkabı bir türlü çıkmıyordur... Tek ayağıya denge kurmaya çalışırken fazlalıklarfan kurtularak denge kaybına uğramakta ve bu hengamede Cemil'e cevap verir...
Rıza - Off, çıkmıyor ya lanet şey, çişim de hep bu anlarda gelir zaten..!
Cemil - N'oldu lan, sesin titriyor, ağlayacak gibisin?
Rıza - Ay dur dur, labelanı vermesin neler oldu bir bilsen...
Cemil - Tamam gel de anlat hele...
Rıza - Hayvan kadın ya..!
Cemil - N'oldu..? Yoksa Rahime..?
Rıza - Ayy sorma Cemil ya... O hayvanın adını da ağzına alma...
Cemil - Ooo... Durumlar kötüymüş yahu. Anlat bakalım, geç otur hele.
Rıza - Ya bugün buluşmayalım dedim, bugün olmaz dedim, günler torbaya mı doldu dedim dedim ama dinlemedi...
Cemil - Eee?
Rıza - Ee'si işte kıramadım ben de bu hâlimle buluşmaya gittim. Önce bir şeyler yedik içtik. Sonra "bana gidelim mi?" diye sordu. Olmaz dedim ben de... Israr etti. Neyse, yine kıramadım hayvanı. ama suç bende...
Cemil - Ay bi' soluklan anacım, dur su getireyim sana...
Cemil kalkıp su getirir...
Rıza - Ay sağ ol şekerim...
Cemil - Al bakalım...
Rıza - Ölmüşlerinin canına gitsin anacım...
Cemil - Afiyet olsun, ee sonra n'oldu?
Rıza - Sonra işte gittik bunun eve... Film falan izleyelim dedi. Başta her şey güzeldi. Sonra bu iyice yanaştı, sarılmalar, öpmeler falan. Ay yapamam Rahime dedim... Tartıştık... Sonra bir sorun mu var dedi. İlk başta çekindim. Sonuçta daha yeni yeni tanıyoruz birbirimizi...
Cemil - Ay yoksa o hayvan sana bir şey mi yaptı Rıza!!
Rıza - Ayy sandığın gibi bir şey olmadı ama yine de olmaz daha görüşmem o hayvanla...
Cemil - Ay n'oldu, çatlatmasana adamı ayol...
Rıza - Ya üstüme geldi, sevişmek istedi falan. Olmaz dedim. Sonra tartıştıkçok. En son dayanamadım söyledim ben de, özel günüm dedim bugün... O da bana "tamam gel daha özel olsun işte" dedi ya... Hayvan yemin ederim...
Cemil - Ayy öküzmüüş ciddeeeen....
Rıza - Sonra anlamadı sandım, ben de söyledim regl olduğumu. Sonra bana "fark etmez canım ya, duşa gireriz ardından, nedir ki?" deyince vurdum kapıyı çıktım. Bak elim ayağım hâlâ titriyor.
Cemil - Ay iyi yapmışsın şekerim ya. Bu kadın milleti hep böyle, aklı fikri şeyde... Hiç anlamıyor hâlimizden!
Cemil - Geldin mi lan?
Rıza telaşlı, üzgün ve sinirli bir şekilde ayakkabılarını çıkarmaya çalışır. Aynı zamanda da yaşadığı gerginliği vücut diliyle göstermektedir. Çünkü ayakkabı bir türlü çıkmıyordur... Tek ayağıya denge kurmaya çalışırken fazlalıklarfan kurtularak denge kaybına uğramakta ve bu hengamede Cemil'e cevap verir...
Rıza - Off, çıkmıyor ya lanet şey, çişim de hep bu anlarda gelir zaten..!
Cemil - N'oldu lan, sesin titriyor, ağlayacak gibisin?
Rıza - Ay dur dur, labelanı vermesin neler oldu bir bilsen...
Cemil - Tamam gel de anlat hele...
Rıza - Hayvan kadın ya..!
Cemil - N'oldu..? Yoksa Rahime..?
Rıza - Ayy sorma Cemil ya... O hayvanın adını da ağzına alma...
Cemil - Ooo... Durumlar kötüymüş yahu. Anlat bakalım, geç otur hele.
Rıza - Ya bugün buluşmayalım dedim, bugün olmaz dedim, günler torbaya mı doldu dedim dedim ama dinlemedi...
Cemil - Eee?
Rıza - Ee'si işte kıramadım ben de bu hâlimle buluşmaya gittim. Önce bir şeyler yedik içtik. Sonra "bana gidelim mi?" diye sordu. Olmaz dedim ben de... Israr etti. Neyse, yine kıramadım hayvanı. ama suç bende...
Cemil - Ay bi' soluklan anacım, dur su getireyim sana...
Cemil kalkıp su getirir...
Rıza - Ay sağ ol şekerim...
Cemil - Al bakalım...
Rıza - Ölmüşlerinin canına gitsin anacım...
Cemil - Afiyet olsun, ee sonra n'oldu?
Rıza - Sonra işte gittik bunun eve... Film falan izleyelim dedi. Başta her şey güzeldi. Sonra bu iyice yanaştı, sarılmalar, öpmeler falan. Ay yapamam Rahime dedim... Tartıştık... Sonra bir sorun mu var dedi. İlk başta çekindim. Sonuçta daha yeni yeni tanıyoruz birbirimizi...
Cemil - Ay yoksa o hayvan sana bir şey mi yaptı Rıza!!
Rıza - Ayy sandığın gibi bir şey olmadı ama yine de olmaz daha görüşmem o hayvanla...
Cemil - Ay n'oldu, çatlatmasana adamı ayol...
Rıza - Ya üstüme geldi, sevişmek istedi falan. Olmaz dedim. Sonra tartıştıkçok. En son dayanamadım söyledim ben de, özel günüm dedim bugün... O da bana "tamam gel daha özel olsun işte" dedi ya... Hayvan yemin ederim...
Cemil - Ayy öküzmüüş ciddeeeen....
Rıza - Sonra anlamadı sandım, ben de söyledim regl olduğumu. Sonra bana "fark etmez canım ya, duşa gireriz ardından, nedir ki?" deyince vurdum kapıyı çıktım. Bak elim ayağım hâlâ titriyor.
Cemil - Ay iyi yapmışsın şekerim ya. Bu kadın milleti hep böyle, aklı fikri şeyde... Hiç anlamıyor hâlimizden!
9 Mart 2012 Cuma
AŞK I ZERK
Adam - Uzak diyarlardan gelmiş bir yabancı gibi karşıla beni; ürkek ve meraklı...
Kadın - Geçmişini unutmuş bir fahişe gibi gör beni; açtığın yeni sayfalara yaz, karalamak yerine...
Adam - Kaderinden kaçan bir korkak gibi sarıl bana; gücünü benden alan bir tanrıça gibi...
Kadın - Aptallığının bedelini ödeyen ayaklarınla koş bana; bile bile acı çeken bir doyumsuz gibi...
Adam - Dumana teslim olmuş kafanla düşün beni; keyfine yamak yap bedenimi...
Kadın - Zaafını gizleyemeyen çaresiz bir kraliçe gibi gör beni; ruhumu teslim al bedenimden...
Adam - Aşk ile bakan bir çift gözle ser bakışlarını gözlerime...
Kadın - Meşkin orgazmını bahşet dudaklarıma...
Adam - Ve sonra...
Kadın - Yine iki yabancı olalım birbirimize...
Adam - Tekrar aşık olabilmek için...
Kadın - Geçmişini unutmuş bir fahişe gibi gör beni; açtığın yeni sayfalara yaz, karalamak yerine...
Adam - Kaderinden kaçan bir korkak gibi sarıl bana; gücünü benden alan bir tanrıça gibi...
Kadın - Aptallığının bedelini ödeyen ayaklarınla koş bana; bile bile acı çeken bir doyumsuz gibi...
Adam - Dumana teslim olmuş kafanla düşün beni; keyfine yamak yap bedenimi...
Kadın - Zaafını gizleyemeyen çaresiz bir kraliçe gibi gör beni; ruhumu teslim al bedenimden...
Adam - Aşk ile bakan bir çift gözle ser bakışlarını gözlerime...
Kadın - Meşkin orgazmını bahşet dudaklarıma...
Adam - Ve sonra...
Kadın - Yine iki yabancı olalım birbirimize...
Adam - Tekrar aşık olabilmek için...
4 Mart 2012 Pazar
KARISEPETI.COM
Cemil hayattan umduğunu bulamamış, monoton, maddi ve manevi olarak sıkıntılı günler geçiren biridir. Ev arkadaşı Rıza ise Cemil'in tam aksine hızlı yaşayan, iyi bir işe sahip olan, sosyal bir adamdır. Günün büyük bir bölümünü internette araştırma yaparak geçiren, son ürünlerden ve interneti ilgilendiren her şeyden haberi olan Cemil bir web sitesi keşfeder... İşte bu site evdeki tüm dengeleri değiştirecektir... Akşam olmuş ve Rıza eve gelmiştir, Cemil ise bilgisayar ekranına kilitlenmiş bir şeyler yapmaktadır...
3 Mart 2012 Cumartesi
FRANK'İN SUÇU NE?
Frank uzun bir süre sonra özgürlüğüne kavuşmuştur. Sıra intikamını almaya gelmiştir. Frank, Jeffrey'den intikamını almak için hapiste bol bol plan yapmıştır ve çıktıktan sonra doğruca yola koyulmuştur. Frank önce eski dostu Big Joe ve büyük kuzeni Billy'nin ziyaretine gitmiştir. Aslında bu hem ziyaret, hem de Jeffrey'den alacağı intikamın planını hayata geçirmek için attığı ilk adım olacaktır. Frank eski dostu Big Joe ve büyük kuzeni Billy ile bir araya geldiğinde önce hasret giderip kafaları çektikten sonra planını anlatmaya ister...
2 Mart 2012 Cuma
BEYAZ BİR SİYAH
İnandırdım kendimi...
Döktüm üzerime kasıtlı bir şekilde...
Komik duruma düşsem bile fark edilmek için, ufak bir çocuk gibi!
Kendim bile güldüm sonraların olasılıklarına, olmaması gereken olasılıklara...
Ama kanun işliyor ve benim olmasını istediklerime inanmam gerekiyor;
Arzın talebine sıkışmış hayali karşılıklar, fatura ağır, ben kuş gibi hafif...
Üflesen uçacağım, sakat kanadıma bakmadan...
Ama kasırgaların uzaklaştıracak, sakatlayacak iyice!
Dur desem de dinleyecek sanki bu kısır döngü,
Ya da ben duracağım olduğum yerde dönüp durmaktan...
Küçücük taşlar zarar vermeye başladılar ayaklarıma.
Aynı yerde dönmekten aşındılar, her taş yer yaptı...
Bile bile tuz döktüm yollara, kar da beyaz o da!
Yalan da beyaz, gerçek de, saflık da..!
Gülerken gördüğüm dişler de beyaz, baktığım gözlerin etrafı da!
Ya beyazlar zarar veriyor bana, ya da siyaha boyadığım ütopyalar...
Gözlerim sarhoş, kan çanağına dönmüş.
İçimdeki ben ölmüş,
Mutluluk zihnimden akıp giden bir dölmüş..!
Döktüm üzerime kasıtlı bir şekilde...
Komik duruma düşsem bile fark edilmek için, ufak bir çocuk gibi!
Kendim bile güldüm sonraların olasılıklarına, olmaması gereken olasılıklara...
Ama kanun işliyor ve benim olmasını istediklerime inanmam gerekiyor;
Arzın talebine sıkışmış hayali karşılıklar, fatura ağır, ben kuş gibi hafif...
Üflesen uçacağım, sakat kanadıma bakmadan...
Ama kasırgaların uzaklaştıracak, sakatlayacak iyice!
Dur desem de dinleyecek sanki bu kısır döngü,
Ya da ben duracağım olduğum yerde dönüp durmaktan...
Küçücük taşlar zarar vermeye başladılar ayaklarıma.
Aynı yerde dönmekten aşındılar, her taş yer yaptı...
Bile bile tuz döktüm yollara, kar da beyaz o da!
Yalan da beyaz, gerçek de, saflık da..!
Gülerken gördüğüm dişler de beyaz, baktığım gözlerin etrafı da!
Ya beyazlar zarar veriyor bana, ya da siyaha boyadığım ütopyalar...
Gözlerim sarhoş, kan çanağına dönmüş.
İçimdeki ben ölmüş,
Mutluluk zihnimden akıp giden bir dölmüş..!
HATALI BAŞLIK
Yenilgiler bir adet tecrübe verir sana, kirli ve tozlu sandıkta.
Açarsın ve içersin hepsini, başın döner hazmedemezsin önce...
Sonra alışırsın, bir nefes daha alırsın üstüne kasvetli havadan. Ciğerlerin sıkışır ve öksürürsün...
Ama alışırsın buna da. Kalendeki gedikleri sıvarsın, hatalar ile kapatırsın yavaş yavaş...
Uykuların gündüze, ruhun geceye teslim olur...
Pencereni kapatırsın... Hiç gündüz uğramaz sana, uğrayamaz.
Ve sanrılar ile dolu odanda hep gece...
Ona da alışırsın...
Geceye kamçıyı vurursun kadehlerinle..
Sen sadist, o mazoşist ve her gözyaşın ise orgazmın oluverir farkına varmadan...
BİR TOMAR ÜNLEM
O'nun kurgusu, kibiri, kini, egosu;
Zaafına yenik bir ezik, ezmeye proglamlı bir enik!
- Al sana bir tomar mutluluk. Sadece diz çök ve susmaya devam et! İtaat et!
O bir tomar mutluluğa salıncak yapıp sallanamayız...
Tutku;
Arkadan hançeri çoktan yemiş bir yalan!
Yalan;
Gerçeklere yapılan suni bir teneffüs...
Suni, ciğerlerindeki hava bile suni..!
Gerek yok...
İhtiyaç fazlası...
Ütopyalar ıskalanmış bir atış tahtası..!
Gerçek;
Sandığın kadar bilinçaltında çoğalan bir soru işareti;
Büyüdükçe ünlemlere dönüşen...
Zaafına yenik bir ezik, ezmeye proglamlı bir enik!
- Al sana bir tomar mutluluk. Sadece diz çök ve susmaya devam et! İtaat et!
O bir tomar mutluluğa salıncak yapıp sallanamayız...
Tutku;
Arkadan hançeri çoktan yemiş bir yalan!
Yalan;
Gerçeklere yapılan suni bir teneffüs...
Suni, ciğerlerindeki hava bile suni..!
Gerek yok...
İhtiyaç fazlası...
Ütopyalar ıskalanmış bir atış tahtası..!
Gerçek;
Sandığın kadar bilinçaltında çoğalan bir soru işareti;
Büyüdükçe ünlemlere dönüşen...
12 Şubat 2012 Pazar
HIGH
Gece, şehrin tenhalarında çıkmaz bir sokak; duvarlar kirli, keskin bir sidik kokusu hakim ve etrafta çeşitli çöpler yere atılmış. En çok göze çarpan gelişi güzel savrulmuş içki şişeleri. Sokağın sonunda ise bir kapı var. Kapının başında iki kişi bekliyor. O karanlıkta uyuşturucudan kan çanağına dönen gözlerini kamufle etmek için taktıkları gözlük insanı yeterince korkmasına ve paniklemesine neden olabilir.. Bilmediğin bir yerdesin, amaçsız şekilde kendini yükselmeye bırakmışsın, akıbetini düşünmeden..
31 Ocak 2012 Salı
ŞÜPHE
Sherlock Holmes - Sanırım şuan karım beni aldatıyor...
Cemil - Bu da içince triplere giriyor arkadaş.
Sherlock Holmes - Yok yok... Kesin aldatıyor...
Cemil - Lan yenge içeride oğlum, iki kadeh içince sapıtıyorsun sen de ha...
Sherlock Holmes - Ben içince sapıtmam lan!
Cemil - Tamam lan... Bu kaç?
Sherlock Holmes - 4.5
Cemil - Vay piç...
Sherlock Holmes - Yaa, ne sandın lan! Ama dur sen, beni kimle aldatıyor onu da bulacağım!
Cemil cep telefonundan mesaj yazar...
Cemil - Kız, Rahime... Kocan ilişkimizi çaktı. Yarından tezi yok kaçıyoruz...
Cemil - Bu da içince triplere giriyor arkadaş.
Sherlock Holmes - Yok yok... Kesin aldatıyor...
Cemil - Lan yenge içeride oğlum, iki kadeh içince sapıtıyorsun sen de ha...
Sherlock Holmes - Ben içince sapıtmam lan!
Cemil - Tamam lan... Bu kaç?
Sherlock Holmes - 4.5
Cemil - Vay piç...
Sherlock Holmes - Yaa, ne sandın lan! Ama dur sen, beni kimle aldatıyor onu da bulacağım!
Cemil cep telefonundan mesaj yazar...
Cemil - Kız, Rahime... Kocan ilişkimizi çaktı. Yarından tezi yok kaçıyoruz...
26 Ocak 2012 Perşembe
KISA METRAJDA HIZLI VİRAJ
Bir heves, cümleler kafes...
Kafesi parçalayan ben, 'ego' hapseden..?
Köprülerde geçiş serbest, zihinler keşmekeş...
Yolları kapayan kar beyaz, eriten tuz beyaz...
Yalan beyaz, zehir beyaz...
Sigaram beyaz, hayallerim beyaz...
Kefen beyaz, karaladığım yaşam siyah!
Kar beyaz, tuz beyaz...
Yalın ayak yürümekten yorulan ben, koşan heves!
Hızlı geçişlerin bipolar bozukluğu tez..!
Pes!
Bana pes! Benden pes!
İnandım ya kendi kurguladığıma,
Uyumadan önce kurduğum hayali mutluluğa;
Pes!
Çektiğim filmin olmayan senaryosu, kırılan kalemin 'ego'su!
Kısa metrajlı mutluluk mastürbasyonu, uzun metraj olan dramatize edilmiş versiyonu!
Arkadan yükselen parçadaki solonun rengi pembe, babası Floyd...
Yüksek umutların son dansı, olmayacak devrimin öpüşme sekansı;
Odama yansıyan ışık mavi, kurguladığım meşkin rengi kırmızı!
Odamda yalnızım, meşkimde yalnızım.
Düşümde yalnızım, gerçeğimde yalnızım.
Böyle aşkın ıstırabının amına koyayım!!!
Böyle sonların, sonun ardındaki başlangıcın..!
Bu kısır döngünün üzerine Hardcore orgazmlar yapıştırayım.
Yalandan sert olsun...
Yalandan haz olsun...
Yalandan farz olsun ki;
Argo laflara ve içilen sigaralara sansür koyanın..!
Kafesi parçalayan ben, 'ego' hapseden..?
Köprülerde geçiş serbest, zihinler keşmekeş...
Yolları kapayan kar beyaz, eriten tuz beyaz...
Yalan beyaz, zehir beyaz...
Sigaram beyaz, hayallerim beyaz...
Kefen beyaz, karaladığım yaşam siyah!
Kar beyaz, tuz beyaz...
Yalın ayak yürümekten yorulan ben, koşan heves!
Hızlı geçişlerin bipolar bozukluğu tez..!
Pes!
Bana pes! Benden pes!
İnandım ya kendi kurguladığıma,
Uyumadan önce kurduğum hayali mutluluğa;
Pes!
Çektiğim filmin olmayan senaryosu, kırılan kalemin 'ego'su!
Kısa metrajlı mutluluk mastürbasyonu, uzun metraj olan dramatize edilmiş versiyonu!
Arkadan yükselen parçadaki solonun rengi pembe, babası Floyd...
Yüksek umutların son dansı, olmayacak devrimin öpüşme sekansı;
Odama yansıyan ışık mavi, kurguladığım meşkin rengi kırmızı!
Odamda yalnızım, meşkimde yalnızım.
Düşümde yalnızım, gerçeğimde yalnızım.
Böyle aşkın ıstırabının amına koyayım!!!
Böyle sonların, sonun ardındaki başlangıcın..!
Bu kısır döngünün üzerine Hardcore orgazmlar yapıştırayım.
Yalandan sert olsun...
Yalandan haz olsun...
Yalandan farz olsun ki;
Argo laflara ve içilen sigaralara sansür koyanın..!
16 Ocak 2012 Pazartesi
TELEFON ARIZA
Cemil - İyi günler... Telefon arızadan arıyoruz, ahizeye üfler misiniz (kıh kıh kıh)
Neo - Pfuuuuu...
Cemil - Oyşş... Taşşşşaklarım serinledi... Ahahahahaha....
Akabinde; Neo, ahizeden çıkar ve Cemil'in karşısına dikilir...
Neo - Kimle taşşak geçiyon lan sen!?
Cemil - Eee... Şey... Abim be, valla bak şimdi şöyle old...
Neo - Kes lan! Serinleticem ben şimdi seni, dur sen. Alo, merkez! Bana hardcore programı yükleyin lan çabuk..!
Cemil - Ha.. Hard... Hardcore mu dedin Neo abi..?
Neo - Ne o..? Dondun kaldın!? Hardcore tabii...
Birden sıçrayarak gözlerini açar Cemil... Kabusun etkisinden 1-2 dakika kurtulamaz ve sağına soluna boş boş bakar. O esnada kapı çalar ve;
Rıza - Lan sabahtan beri arıyorum telefon meşgul, kimle konuşuyorsun bu kadar lan! Sonra fatura kol gibi geliyor diyorsun. Gelir tabii..!
Cemil - Ha.. Hadi canım.. Me.. Me... Meşgul mü??
Rıza - Ne o, yalan mı konuşuyoruz lan burada biz!
Rıza - Cemil, n'oldu lan? Suratın kireç gibi oldu birden... Alooo.
(dıt dıt dıt dıııı... dıt dıt dıt dıııı... dıt dıt dıt dııı. dıdıdıdıdıdıdıdıdıdıdı)
Neo - Pfuuuuu...
Cemil - Oyşş... Taşşşşaklarım serinledi... Ahahahahaha....
Akabinde; Neo, ahizeden çıkar ve Cemil'in karşısına dikilir...
Neo - Kimle taşşak geçiyon lan sen!?
Cemil - Eee... Şey... Abim be, valla bak şimdi şöyle old...
Neo - Kes lan! Serinleticem ben şimdi seni, dur sen. Alo, merkez! Bana hardcore programı yükleyin lan çabuk..!
Cemil - Ha.. Hard... Hardcore mu dedin Neo abi..?
Neo - Ne o..? Dondun kaldın!? Hardcore tabii...
Birden sıçrayarak gözlerini açar Cemil... Kabusun etkisinden 1-2 dakika kurtulamaz ve sağına soluna boş boş bakar. O esnada kapı çalar ve;
Rıza - Lan sabahtan beri arıyorum telefon meşgul, kimle konuşuyorsun bu kadar lan! Sonra fatura kol gibi geliyor diyorsun. Gelir tabii..!
Cemil - Ha.. Hadi canım.. Me.. Me... Meşgul mü??
Rıza - Ne o, yalan mı konuşuyoruz lan burada biz!
Rıza - Cemil, n'oldu lan? Suratın kireç gibi oldu birden... Alooo.
(dıt dıt dıt dıııı... dıt dıt dıt dıııı... dıt dıt dıt dııı. dıdıdıdıdıdıdıdıdıdıdı)
CEMİL ve CENTİLMENLİK ÜZERİNE
Yolun karşısında yardıma ihtiyacı olan, alımlı, zarif ve güzel bir kadın, önünde ise hain, pis, iğrenç ve küstah, çamurla karışık su birikintisi... Kadın çaresizce yardım beklemektedir, Tabii Cemil'e göre...
Cemil ise, yolun karşısında bu durumu görür, bir kahraman edasıyla duruma el koymak için kadının yakınına gelir. Üzerindeki pelerini çıkarır ve kadının önüne serer...
Cemil - Lütfen bu güzelliğe küstah çamuru sıçratmayın bayan, lütfen çekinmeyin, geçin...
Kadın - Aa aa deli mi ne ayol... Ay bir de 19. yy kibar erkeği rollerine girmez mi... Bana baksana sen bana! Kolay lokma mı sandın sen beni!? Bunlara karnımız tok! Bas kenara, çekil çekil! Vallahi 'İmdaaaat' diye bağırırım! Çekil, yersin kafaya çantayı. Sapık..!
Cemil - Leydi sandık mahalle karısı çıktı amına kodumun! İmitasyon zenginliğin amına koysunlar emi, gitti güzelim pelerin. Çamur lekesi de çıkmaz ha şimdi.
Cemil ise, yolun karşısında bu durumu görür, bir kahraman edasıyla duruma el koymak için kadının yakınına gelir. Üzerindeki pelerini çıkarır ve kadının önüne serer...
Cemil - Lütfen bu güzelliğe küstah çamuru sıçratmayın bayan, lütfen çekinmeyin, geçin...
Kadın - Aa aa deli mi ne ayol... Ay bir de 19. yy kibar erkeği rollerine girmez mi... Bana baksana sen bana! Kolay lokma mı sandın sen beni!? Bunlara karnımız tok! Bas kenara, çekil çekil! Vallahi 'İmdaaaat' diye bağırırım! Çekil, yersin kafaya çantayı. Sapık..!
Cemil - Leydi sandık mahalle karısı çıktı amına kodumun! İmitasyon zenginliğin amına koysunlar emi, gitti güzelim pelerin. Çamur lekesi de çıkmaz ha şimdi.
13 Ocak 2012 Cuma
CEMİL KENDİ ALEMİNDE
Cemil, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde uzun süredir şizofreni tedavisi gören; genelde zararsız, sevilen ve kendi aleminde bir hastadır. İki kişi hariç, herkes ile uyumludur. Cemil2in hayali arkadaşlarından biri olan Şapkacı Hüsrev, Cemil'i daha önce hiç görmediği ve yaşamadığı bir dünyanın içine götürüp, ona hem kılavuzluk, hem de yoldaşlık yapacaktır. Cemil ve Şapkacı Hüsrev, hastanenin arka bahçesinde bir dizi macera yaşarlar...
10 Ocak 2012 Salı
FİRAR EYLE KADIN
Raks eyle kadın;
Parlayan vücudunda ter damlası olayım...
Meşk eyle kadın;
Zevk-i firar edeyim zihinlerden...
Cigara sar kadın..!
Küçük parmaklarınla bana bahşet,
Tadındaki yakıcılığı dudaklarıma, ciğerlerime..!
Özgür olduğum kadar tutsağım, tutsak olduğum kadar da kırmızı tonlarda... Peçeleri yavaşça açılan silüetler hiç olmadığı kadar mavi duvarımda. Dinlere kafa tutarcasına bir zina söz konusu, ruhsal bağlamda...
Zerk eyle kadın kendini damarlarıma
Göğüs arasından bacak arasına kadar edepsiz şiirlerin ünlemiyim! Olabildiğine günahkâr, olabildiğine umursamaz... Umrumu da zehre satıp keyfimi yamak yapmışım mutfağıma zaten...
Farz eyle kadın yalnızlığımın sevişlerine
Bünyesel kayboluşların yegâne ustasıyım; bilinçaltımda dergâh açtım.. Sanrılardan uzağım, sanrılar içerisinde.
Kulaklara aşinayım, çığlıklar hâlinde...
sulh eyle kadın savaşımın en kanlı yerinde
Zaman; özgür kalacak, bizleri özgür kılacak...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)


